“Hakkı Gerçekleştirme Gayesi
Bil ki Allah Teâlâ, mü’minin, mutluluk mertebeleri açısından kâfirle bir olmayacağına dair hükmünü verince, bu hükmünün doğruluğuna çok net bir biçimde delâlet edecek olan delili de getirmek üzere: “Allah, gökleri ve yeri, hakkı ikame etmek (…) İçin yarattı” buyurmuştur. Şayet, Öldükten sonra dirilme olmasaydı, bu, hakkın ikâmesine bir vesile olmaz, tam aksine, bâtılın ikamesine bir sebep olmuş olurdu. Çünkü Allah Teâlâ, zâlimi yaratıp, bu güçsüz ve aciz mazluma musallat kılıp, sonra da mazlumun hakkını zalimden almasaydı, o zaman zalim olurdu. Zalim olması halinde de, O’nun, gökleri ve yeri hakkı ikame etmek için yaratmış olması bâtıl, temelsiz bir iddia olurdu. Bu delillerin izahının tamamı, Yunus Sûresi’nin başlarında ifade edilmiştir.
Kâdî şöyle der: “Bu ayet, Allah’ın kudreti dahilinde, tahakkuk etmesi durumunda, mutlaka bir zulüm olabilecek şeylerin bulunduğuna delâlet eder. Bu ise ancak, “O, istediği her şeyi yapmış olsaydı, zulüm olmazdı…” diyen Cebriyenin mezhebi ile, “Allah, zulme kadir olmakla nitelenemez.” diyen kimselerin görüşüne göre doğru olur.” Alimlerimiz buna şu şekilde cevap vermişlerdir: “Bu ifâde ile, “Allah, başkasının yapması halinde mutlaka bir zulüm olabilecek şeyleri yapmıştır” manası kastedilmiş olup, bu tıpkı, “ibtilâ” ve “İmtihan” ifadelerinden, “O, şayet başkası yapmış olsaydı, mutlaka bir imtihan ve deneme diye nitelenecek olan şeyleri yapmıştır…” manasının kastedilmesine benzer.
Cenâb-ı Hak, “ve herkesin kazandığı ne ise onunla mukabele edilmesi için…” buyurmuştur. Bu ifade ile ilgili olarak şu iki izah yapılır:
a) Bu cümle, ayetteki, kelimesine atfedilmiş olup, böylece kelamın takdiri: “Allah, gökleri ve yeri, hakkı ortaya koymak için ve bir de, her nefsin, yaptığına mukabil karşılık görmesi için yaratmıştır…” şeklinde olur.
b) Bu ifadenin mahzûf bir şeye atfedilmiş olması. Buna göre kelamın takdiri, “Allah, gökleri ve yeri, bu ikisi vasıtasıyla kudretine İşaret etmek için, bir de, her nefis, yaptığının karşılığını görmesi için, hakkın ikamesi için yaratmıştır” şeklinde olur. Ki, buna göre mana, “Bu âlemin yaratılış gayesi, ilahî adalet ve rahmetin izhâr edilmesidir. Bu ise ancak, Öldükten sonra dirilme ve Kıyametin varlığı; hakkı savunanlarla bâtılı savunanlar arasında, derece ve dereke bakımlarından bir farklılığın tahakkuk etmesiyle tamamlanır” şeklinde olur.
* Ahiretin delilleri
* Allah neden tecavüzlere izin veriyor
* İri yarı bir adam, kendinden çok daha zayıf olan birisini hergün döverek ona zulüm ediyor. Bu güçsüz adamın bu dünyada ondan hakkını alacak gücü yok, ancak ahirette, bu güçsüz kişi, ona zulüm eden kişiden hakkını alacaktır. Eğer ahiret olmasaydı, Allah zalim bir İlah olurdu.
* İsveç, dünyanın en rahat ülkelerinden biri olmasına rağmen, dinsiz bir yaşam sürdüğü için, en fazla tecavüz ve intihar vakaları İsveç’te oluyor.